29 Aralık 2012 Cumartesi

Yeni Yıl Kutlamalarına Devam

Yılın en çok kutlama yaptığımız günleri herhalde kutlu doğum haftamdan sonra yılbaşı zamanıdır sevgili izleyiciler. Geçtiğimiz hafta boyunca da en az 2 kere kutlama yapmış bulundum.

Çarşamba akşamı Kübra ile işten beraber çıkıp Lady Charlotte ile buluştuk ve Nişantaşı'na gittik. Abdi İpekçi'ye yeni yılın alameti farikası kırmızı halıyı sermişlerdi, hava adeta ılıman (İstanbul'un sürprizi işe), sokak üstü kapılarda boş yer yok, yine de hafa içi diye midir nedir bir cansızlık vardı Nişantaşı'nda.

Sevdiğimiz bir mekan olan Kırıntı'da kuytu köşe masaya oturmayı başarıp peynir tabağı, nachos ve bira söyledik. Bir ara Kırıntı sanki bozmuştu ve aramıza soğukluk girmişti ama şimdi yine eski pırıltısına kavuştu ve seviyorum burayı.

hafta içi o kadar yorgun çıkmışım ki yüzümü beyazlattım dostlar fotoda:))

Boynumdaki sarı süslemeyi kedi için almıştım ama herhalde kedi aldırmaz diyerek paketi açıp boynuma dolayıverdim yemek yerken, böylece parti havasına girmiş idim:)

Eve gelince hemen kediyi de süsledim, herkes ağaç süslerken benim kedi süslemem biraz komik geldi ama olsun, sonuçtan kedi pek etkilenmese de ben çok beğendim. Bakınnnn:

maşallah:))

Yalnız çarşamba günü o kadar çok trafikte kaldım ki, doğma büyüme İstanbul trafiğinde yetişmiş biri olarak bana bile fazla geldi. Sabah E-5'te kaza olmuş, onun trafiği, akşam mutat E-5 iş çıkışı trafiği, sonra Taksim'deki meydanı mahvetme çalışmaları dolayısıyla korkunç Taksim trafiği derken en beteri sona kalmış. Yorgun argın  gece eve dönerken Şişli'de kaza mı ne olmuş, o bana bir koydu ki anlatamam. Hani eski bir Michael Douglas filmi vardı, adam trafikte kafayı sıyırıp psikopat seri katile dönüşüyordu. Ben de o hale gelebilirdim Çarşamba akşamı.

Cuma akşamı da şirkette geleneksel yılbaşı partisi vardı. Herkes süslenmiş püslenmiş, bütün kızlar en şık siyah elbiseleriyle işe gelmişlerdi. Renkli giyinen bir minik Elif (kırmızı) bir de bendim (Çingiş pembe). 

Showroom bütün gün süslendi, devasa bir sofra kuruldu ki masa gerçekten efsaneydi, bir de DJ geldi ve müzik bangırdamaya başlayınca hepimiz bilgisayarları kapattık ve her sene yaptığımız gibi dekorasyondan söktüğümüz parçalarla fotoğraf çekmeye koyulduk:))) Tabii ben de bu arada boş durmamış, üzerimi değiştirip geçenlerde aldığım pırıltılı prenses elbisemi giymiştim.

şirketin duvarlarına dayanıp tuhaf pozlar verdim:))


happy new year

Showroom'a girdiğimizde, gördüğümüz manzara inanılmazdı. Her sene mükemmel bir ziyafet sofrası kuruluyor ama bu seneki harikuladeydi, resmen uçsuz bucaksız idi masamız.









Herkes tabağına istediği yiyecekleri alıp bir köşeye çekildi, uzaktan uzağa kulisler başladı. Kübra'nın dediğine göre gece boyu en çok konuşulan üç konu Seda'nın gelin başı yaptırdığı saçları, Yurda'nın sırt dekoltesi ve de benim elbisemmiş ahahahah:)))

Sonra DJ fingirdek müzikler çalmaya başladı, patronumuz da herkesin iyice kurtlarını dökmesini rica etti sağolsun:)) Ama şahsen ben showroom'da yönetim kurulunun karşısında göbek atmaya karşıyım :)) Sonra bir hata yaptığımda "kızım, kızım, bu işler showroom'da göbek atmaya benzemez" derler maazallah :))))



Saat dokuzu geçerken, henüz erken olsa da Kübra'yla evlere dağılmaya karar verdik ve bir anda parıltılı elbiselerle kendimizi metrobüste bulduk. Bu esnada ben uçuk çıkartmaya başlamıştım yine maalesef. Eve gelir gelmez hemen Leylak Dalımın öğüdünü dinledim, limon kolonyası ile bastıra bastıra iyice sildim uçuğu. Ve bu sabah kalktığımda uçuk büyümüş ama dudağım hiç şişip yamulmamıştı çok şükür.

Yılın son kutlaması kısmetse evde olacak, çekirdek aile kutlaması. Alkol, şampanya, çerez, müzik benden; köfte - patates kızartmak annemden, eğlenceli aile öyküleri anlatmak da babamdan:))

Yeni yıla evde girmek en güzeli bence, sizin planlarınız neler bakalım?

xo xo

2 yorum:

  1. sofradaki yiyeceklere aklım gitti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şirketteki yılbaşı ziyafeti çok güzel oluyor gerçekten, kuş sütü eksik idi:)

      Sil

Yaz ki muhabbet olsun.