29 Eylül 2012 Cumartesi

Kedisiz Bir Istanbul İstemiyorum

Arkadaşlar, meclise verilen yeni bir yasa tasarısı var.  Bu tasarı yasalaşırsa, sokaklarda, mahallelerimizde yaşayan kedi ve köpekleri toplayıp öldürecek belediyeler. Tasarı sokaklarda bir tane bile hayvan olmaması için, yavrucakların tek tek toplanıp ormana  bırakılmasını ve sonra da öldürülmelerini ön görüyor. Barınaklar kaldırılıyor ve ormanda zaten yemek bulamayacak-yaşayamayacak olan kedi ve köpekler iyice sefil olacak, belki birbirine saldıracak, nihayet belediyeler hepsini katledecek. Yasanın getirdiği düzen bu. 

Tasarı evlerde beslenen hayvan sayısına da kısıtlama getiriyor, misal evinizde iki kedi bakamayacaksınız. Devlet birini alıp öldürebilecek. Bu yasa tasarısına hayır demek için 30 Eylül Pazar günü Taksim Galatasaray Lisesi önünde toplanıyoruz. Sadece İstanbul'da değil, başka şehirlerde de saat 14'de eylem yapılacak. Lütfen çok geç olmadan sesimizi duyuralım. Ben sokaklarında kedilerin dolaşmadığı bir Istanbul istemiyorum. Hem size bir şey olsa, onlar mutlaka gelirlerdi.



İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu'nun konuyla ilgili resmi açıklamasını buradan okuyabilirsiniz.








26 Eylül 2012 Çarşamba

Yaşasın Zımba Teorisi !


Zımba modasını evvelden beridir , pek çok sevdiğimden asla yeteri kadar zımbalı ürüne sahip olamayacağımı düşünüyorum. Herşeyin zımbalısı gözüme daha çekici , daha havalı , daha cool yani hep pozitif yönde daha iyiymiş gibi geliyor :)




Bütün mağazalar zımbalarla dolu ve ben zımbaları o kadar çok seviyorum ki ,  etrafa bakarken şaşkın aşıklar gibi  başım dönüyor.

Tüm zımba koleksiyonları içinde en çok giymeyi  istediğim şey ; Valentino rockstud koleksiyonundaki şu nadide  ayakkabılar  , gözüme kestirdim ama alıp almayacağımı henüz bilmiyorum. Biliyorum çok rahatsız görünüyorlar ama mükemmel değiller mi ?

Tüm koleksiyonu görmek isterseniz , şu linki takip edebilirsiniz ;
http://www.valentino.com/#/en/collections/accessories/lines/noir/1


Bir diğer ürün ise Chloe' nin 2008 yılında yaptığı ve popülerligini kaybetmeyen, Sussannah studded low boots , bu sene tekrar üretiliyor ve 31 ekim itibarı ile luisaviaroma.com da € 757.02 fiyatla satışa sunulacak.



Sahip oldukları vintage görüntü ve zımbalarda altın kullanımı çok hoşuma gidiyor , özellikle bu botun kırmızısını çok beğeniyorum. Ancak , o kadar para ödemek istemediğimden kendime Stradivarius 'tan bu botları aldım , daha az altın kullanıldığı için günlük hayatımda daha rahat kullanabileceğimi düşünüyorum.



En favori zımbalı görüntü ise kesinlikle zımbalı biker ceketler. Zımbalar öyle göz alıcı ki , insan Kate'in gözlerinin şaşı olduğunu bile farketmiyor :)

 
Ceketler hakkında , uzun bir internet araştırmasından sonra , yeni bir ürün satın almaktansa , geçen sene yaptığım ve yakası iyi oturmadığı için kullanamadığım aşağıdaki biker ceketimi zımbalamaya karar verdim:


 
Kısa süreli bir DIY çalışması sonucunda ceketim şu hale geldi  :
 

Aslında daha çok zımbalamak istiyordum ama zımbalar çok ağırlık yaptığı için bu noktada kalmaya karar verdim.Yeni halini kesinlikle çok sevdim , çok havalı ve kullanışlı oldu , oturmayan yaka da zımbaların ağırlığıyla düzeldi,  yaşasın zımba teorisi :)
 
 
Bu ceketi yapmamdaki asıl amaç , polyvore de kendim için oluşturduğum  aşağıdaki outfiti tamamlamaktı :
 
Valentino ayakkabılar yerine yıllar önce en sevdiğimiz ayakkabıcı Gutan'dan alıpta  hiç giymediğim zımbalı ayakkabılarımı giyineceğim şimdilik :)

Siz hangi zımbalı ürünlere sahip olmak istersiniz , neleri gözünüze kestirdiniz ?

Hepinize bol zımbalı bir hafta dilerim :)

Çok çok öptüm ...
 

 
 
 

23 Eylül 2012 Pazar

Kate'in Uzakdoğu Günlüğü - 4 (Tuvalu)

Prens William ile Kate çoktan uzakdoğu gezilerini tamamlayıp minik bir veliaht yapmak için evlerine döndüler.  Gezinin son kısmı en eğlenceli kısmı idi. Dolayısıyla Kate'in elbiseleri de hafif ve renkli kıyafetlerden oluşmakta idi.

Kate'i en son Solomon adalarına gelip kraliçeler gibi karşılandığı şapkalı kıyafeti ile görmüştük. Solomon adalarında Prens ve eşi yerel halkla kaynaştılar, birbirinden eğlenceli aktivitelere katıldılar. Kabile köylerini gezdiler. Kate bugün için parlak sarı cici bir Jaeger elbise seçmiş idi.









Elbisenin rengine bayılmakla birlikte, pileli eteği beni yarım dünya göstereceğinden dolayı giyebileceğim bir model değildi dostlar.

Günün devamında Kate kocasıyla Marau'ya oradan da egzotik cennet adalardan birine geçti, burada başbaşa yemek yemişler, şnorkelle dalış yapmışlar. Bu gezi için Kate'in giydiği lacivert Mulberry elbise nefisti:










Turun sonunda, yeryüzünün en minicik ülkelerinden, Britanya'ya bağlı Tuvalu'ya geçti gezenti çiftimiz. Bu ada deniz seviyesinden sadece 5 metre yükseklikte imiş ve yeryüzü ısısı 1 derece daha artarsa sular altında kalacakmış.

Tuvalu'ya gelirken Kate yerel bir terzinin diktiği sarı elbisesi ile pek hoştu. O feci kollarını söktün mü, elbise tam benlik:

Kate Solomon Adalarından yolcu ediliyor

Tuvalu adasında karşılama

Kate : Şekerim, kıyafetleri ne fena diğğ miğğ?

Kate ile William yine yerlilerle kaynaşıp okul gezdiler.Eğer sulara gömülmez de hayatta kalırsa bir gün hükümdarı olacakları adayı yakından tanıdılar.



William cevizi kırdı!

Gece ise geleneksel ziyafete katılıp, hasır eteklerini giyerek çılgınlar gibi dansettiler. Bütün skandalları unutup gezilerine muhteşem bir final yapmış oldular:

Ooohhhh yandannn Halimem yandannn





Bu muhteşem videoyu izleyerek Kate yazı dizimize bir son verelim. Söyleyin bakalım, en çok hangi elbiseyi beğendiniz?



Fotoğraflar : Daily MailEvening StandardMirrorThe Telegraph

xo xo

19 Eylül 2012 Çarşamba

BLAZER HİKAYESİ

Yaz bitipte, havalar biraz serinlemeye başladı mı en büyük derdimiz üzerimize giyineceğimiz rahat ama şık birşeyler bulmaktır. Bu kategoride ben hırka ya da trenchkot yerine her zaman bir blazerı tercih ederim. Çoklu kullanım alanı , yarattığı kombinasyon zenginliği , kıyafete kattığı şıklıkla blazerların muhteşem olduğunu düşünüyorum. Psikolojime katkıları tartışılmaz, blazer giydiğimde kendimi harika hissediyorum , daha bir kendim oluyorum. Blazerların özelikle boyfriend blazerın kadınsı ve erkeksiliği neşeli ve flörtöz bir şekilde biraraya getirme yolunu çok seviyorum. Ayrıca tüm vücut şekillerine uyması ve tüm sezonlarda kullanılabilirliği de büyük bir artı. Etrafımızda görünen blazer tiplerine şöyle bir göz gezdirirsek ; Stella McCartney ablamızın baharlık koleksiyonu için yapmış olduğu şu beyaz ceketi çok beğendim, androgojen tarzı ile kullanımı çok rahat olabilir ancak henüz satışta değil.
Acnenin resort koleksiyonundaki gibi bej renginde ve yakası detaylı bu ceket özellikle siyahla yapılan kombinasyonlarda şıklık katsayımızı yükseltecektir.
Rag and Bone Boyfriend kesinlikle bir klasik ve her kadının dolabında mutlaka bir versiyonunun olması gerektiğini düşünüyorum.
Hüseyin Çaglayan Boyfriend' in naifliği çok etkileyici ...
Eğer daha detaylı bir ürün istiyorsanız ,deri kombinasyonu iyi bir tercih olabilir.
Ben bu grup için kendime geçen sene Berlin'de yakaladığım bir indirimden kolları deri , bedeni yünlü siyah kumaştan astarlı bir ceket alıp bu sene için stoklamıştım , onu çokça kullanacağımı düşünüyorum. Çiçekli desenler hala değişerek ve gelişerek moda olmaya devam ettikleri için çiçekli bir ceketle de çok güzel kombinasyonlar yapabilirsiniz. Bu ceket Nordstorm'dan ;
Bu ise Topshop'tan , kadife olması dolayısıyla bütün kış rahatça kullanabilirsiniz...
Şu anda piyasada hemen her mağazada blazer olduğundan bulup satın alması en kolay ürünlerden biri olduğunu düşünüyorum. Mesela Mangonun promosyon çizgisinde yer alan ve sürekli reklam panolarında gördüğümüz bu ceketin kalıbı sizi olduğunuzdan daha ince ve derli toplu gösteriyor fiyatı sadece 74.90 TL
En büyük moda zincirlerinden Zara da ise bulabileceğiniz omuzu büzgülü bu ceket de muhteşem duruyor , fiyatı da 199 TL
H&M de ise uygun fiyatlı , çok büyük bir ceket kolekdiyonu yapmis. Ortalama 75 TL civarında bir paraya kendinize uygun kalıbı bulup , ona sahip olabilirsiniz. H&M'de değişik boy , model , renk ve desen kombinasyonları ile hayatı gerçekten çok kolaylaştıran bir marka. Blazerı giymenin en kolay yolu , jean , düz beyaz yada siyah t-shirt , şık bir kolye ve duruma uygun bir ayakkabı ile kombinlemek , ama ben çok daha cesur kombinlerle kullanıyorum.
Gardolabınızda halihazırda olan kıyafet kombinlerinizi yeni blazer ceketlerinizle eşleyip karıştırarak çok eğlenebilirsiniz. Boyfriend görünümlü ve altın düğmeli olanlar çok sıkıcı görüntüleri yeni ve heyecanlı hale getirebilir. Limitlerinizi kaldırın ve yeni seçimlere yönelin,kendinizi çok iyi hissedeceksiniz. Asla unutmayın , moda artık eğlencenin en yeni şekli ! Çok Çok öptüm...

17 Eylül 2012 Pazartesi

Kate'in Uzakdoğu Günlüğü - 3 (Malezya, Borneo, Solomon Adaları)

Eveet, yıllardır "seyyahat yaz, seyyahat yaz" diye gelen taleplerden sonra yazdığım Rodos yazısı bir Kate'in kıyafetleri kadar ilgi görmeyince o konuya dönmeye karar verdim benim canımdan çok sevdiğim izleyicilerim:)))

Kate'i son bıraktığımızda, Malezya kralına konuk olmuştu. Ertesi gün, yani geçen Cuma oluyor, inanılmaz skandal patladı. Bu Kate ile keltoş William; paralimlik oyunları kapanışına katılmamışlardı "aa biz uzakdoğu turuna çıkacağız, çalışıyoruz" diye saray resmi açıklama yapmıştı. Meğersem yalanmış dostlar, Kate ile keltoş, Güney Fransa'ya 3 günlük haftasonu tatiline gitmişler, bir paparazzi de bunları kabak gibi yakalamış. Kate'i üstsüz güneşlenirken, William'ı da Kate'in götünü avuçlayıp güneş yağı sürerken yüzlerce fotoğraflarını çekmiş ahahahaha:))) Sonra da Cuma sabahı "Closer" diye bir Fransız dedikodu dergisi bu fotoğrafları basmış çarşaf çarşaf.

Cuma sabahı işe gelirken twitter'da bu haberi okudum ya, hemen benim Fransız müşteriye mail attım. Patrick, dedim, öyleyken böyle, dedim. Sen bana şu dergiyi alıp yolla bi nolur, dedim. Aaa, adam anında aldı dergiyi, bir de üşenmemiş, tarayıp resimleri yolladı, öldük gülmekten şirkette kızlarla:))) Dediğim gibi, üstsüz fotolar değil de, o tam dötünü kameraya dönüp domaldığı, William'ın da kaseyi avuçladığı foto pek fena.

15 yıldır, yani Prenses Diana rahmetli olduğundan beri böyle bir skandalla karşılaşmayan krallık alemi allak bullak oldu. Fransız dergiyi mahkemeye verdi saray. Bugün de bir İtalyan dergisi yayınlamış fotoğrafları. En beteri de İrlandalı bir gazetenin resimleri basmış olması. Gazetenin editörü görevden alınmış hemen. Kraliçe'nin eli mi uzandı dersiniz.

İroniye bakın, tam fotoğraf olayı patladığında, Kate'cik başörtüsünü bağlamış, mübarek cuma günü Malzeya'da cami geziyordu. O kıyafetine bayıldığımı söylemeliyim. Beulah London markasındanmış elbise.

Yüzüne nur inmiş yavrucağın:)))





Cami gezisinden sonra ise, Alice Temperly marka buz mavi nefis bir kıyafetle elmas jübile çay partisine katıldı skandalların düşesi Kate. Bu elbiseyi de çok sevdim.



Saçındaki inci iğneler pek güzel :



Bir sonraki gün, ortalık çalkalanırken, bizimkiler harika bir macera yaşadılar. Borneo'nun yağmur ormanlarını gönüllerince keşfettiler, devasa ağaçlara çıktılar, orangutan ailesini izlediler. Herhalde oldukça rahatlatıcı bir gün olmuştu çiftimiz için:








Sonraki gün (yani pazar) Malezya'dan Solomon Adalarına geçen William ile Kate artık daha bir rahat takılmaya başladılar. Solomon Adaları bunlara tropikal bir karşılama düzenledi, kayık şeklinde süslenmiş bir kamyonlar adayı gezdiler, insanlara el salladılar. Sonra da kilisede kraliçe için yapılan duaya katılmışlar. Kate bu yüzden değişik bir kokteyl şapkası takmıştı, beğendim.












Akşam ise geleneksel ada ziyafetine katılmak için ada halkının hediye ettiği baskılı batik kıyafetlerini giymişti keltoş ile düşes. Kate'in elbisesi çok güzeldi, William'ın gömleği ise evlere şenlik ahahah







Turun bitmesine 2 gün kaldı, en son giyecekleri kıyafetleri de haftasonuna doğru yazarım.

Bu gruptan favorileriniz hangileri ?

xo xo

Fotoğraflar : Daily Mail, Evening Standard, Mirror, The Telegraph