19 Haziran 2011 Pazar

Güzel bir yaz günü

Masmavi gökyüzünde pofidik bulutların gezidiği, otobüslerde terden yapış yapış olup Taksim rüzgarıyla ürperdiğimiz, İstiklal caddesinde insanların oluk oluk üzerimize geldiği o nefis yaz günleri başladı nihayet dostlar. Biz de Lady Charlotte ile kendimizi sokaklara attık.

Öğlen vakti  buluştuğumuz için güne Midpoint'te yemekle başladık tabii,  aç ayı oynamaz da gezmez de:))) Salata, et, köfte yedik. Deli gönül isterdi ki pizzalar, üzerinde peynir eritilmiş nachoslar, kızarmış mozarellalar yiyelim ama çılgın diyetisyenimiz Perihan saçımızı başımızı yolar diye listelere uymayı uygun gördük.


Yemekten sonra Terkos pasajında gezindik ama tezgah karıştıramadık pek, çok kalabalıktı. Bershka'ya baktık burada da tişörtler pek hoşumuza gitmedi. Buna karşılık yemekten önce Şişli'de gezdiğimiz Koton'da güzel tişörtler var idi ama onları İstiklal'de göremedik. Aslında ben Koton'dan Türkan Şoray koleksiyonu almak istiyordum fakat bunların da arkaları tüllü, işçilikleri biraz ucuz görünümlü idi. Bulamadım gönlüme göre bir Sultan tişörtü:(

Sıcak  havada mağaza gezmekten bunalınca Özsüt'e girip en esintili köşeye oturup kahvelerimizi içtik. Oh iyi geldi kahve, gözümüz açıldı. Sonra tatlı ne yiyelim diye düşündük ve menülere baktık, ah bakmaz olaydık. Özsüt'te masaya oturduğunuzda kişi başı 3 tane menü veriyorlar, kahve-dondurma-pasta menüleri ayrı ayrı. Ahhh o pasta menüsü nasıl bir güzelliktir yaleppim? Çalıp eve getiresim, o ağız sulandırıcı resimleri kesip defterlerime yapıştırasım, gizli gizli bakıp iç geçiresim geldi, az kalsın menüyü yalayacaktım dostlar:))) Ne yapalım, hiç birşey zayıflık kadar lezzetli değildir diyerek dondurmamızı yiyip oturduk:)))


Yeterince yiyip içip, tıklım tıkış tükkanlarda bıkana kadar dolaştıktan sonra evlere dağılma saati gelmiş idi. Ah ah, ben dağılamadım ama, Taksim'e futbolcu Ronaldo gelmiş, izdiham olmuş, meydana yürümek imkansızlaşmıştı. İstiklal'in arka sokaklarına dalıp hiç görmediğim dar yollardan meydana çıkmak zorunda kaldım. Sahil yolu trafiğini çekmemek için metroya daldım, trenin en uçtaki vagonuna sığıştım güç bela, kapıya yapışık arkamda 30 tane adam, pek şenlikli bir seyahat sonucu bir taraflarımdan terler akıtarak Gayrettepe'ye vardım. Buradan otobüsle Etiler'e ulaştım. Yahu eve gitmeden markete uğrayayım, havuç, ekmek, peynir filan alayım dedim. Sonra da aklıma MAC'den alacağım bir krem geldi. Böylece bir tek krem almak için bomboş ve ferah MAC mağazasına girdim.

MAC Fast Response göz kremi

Alacağım bir göz kremi idi, bu göz altlarımın görüntüsü artık beni üzmeye başlamıştı, krem hakkında okuduğum olumlu yazılardan sonra denemek istemiştim. Ama sonra mağazadaki adam beni koltuğa oturttu. Ah işte o tuzağa düşmeyecektim dostlar, koltuğa oturdun mu bittin. Yüzüme hafif ışıltılı Prep and Prime cilt bazı sürdü, "cildiniz çok güzel, pudraya fondötene ihtiyacınız yok" dedi, sağolsun. Ama sonra "bu bazı ve üstüne şu Mineralize Skin Finish'i sürerseniz canlı ve ışıltılı görünür yüzünüz" dedi, demez olaydı:)))

MSF Soft and Gentle

Off, böylece yüzümün haline aldanarak adamın gazladığı malların hepsini alıp mağazadan çıkmıştım, olacak şey değil. Bilgisayar paralarını böyle yiyip bitirirsem ne yaparım sonra??? O yüzden kesin karar verdim, bir süre kitap, dvd, kozmetik, Nine West'deki güzelim yeşil çanta, Hotiç'deki çiçekli yazlık sandalet alınmayacak. (Sonra gidip Glamour ve 46 dergilerini aldım ama onlar dergi, sayılmaz)

Şu göz kremi işe yarayacak mı bakalım, haber vereceğim:))

Sizin hafta sonunuz nasıl geçiyor?

xo xo

16 yorum:

  1. juddy...
    seni okumak çok keyifli..pasta menüsünü kesip,deftere yapıştırma kısmında koptum...
    biz çocukken artiz defterimiz vardı böle:)))))
    PC parasını çarçur etme ama!

    YanıtlaSil
  2. ah o özsüt beni de bitirdi:(

    YanıtlaSil
  3. bide bugün bunu gördüm sana atmadan edemicem:D

    https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc6/261543_180314885358017_100001385191169_456224_7600808_n.jpg

    YanıtlaSil
  4. Özsüt geçen gün şeytana uyup bir diyet kazandibi yemek için oturduğum günden beri benim için bitmiştir. Önüme gelen kazandibinin altı silme küf idi. Garsona çemkirip geri gönderdikten 2 dakika sonra kel ve göbekli sahip önümde bitti özür üstüne özür diledi ama nafile. Bir bardak istemediğim çayla gönlüm alınmaya çalışılsa da Özsüt maceram burada son bulmuştur. O cicili bicili resimler sadece menüler için sanırım.
    Şu gözaltı kreminin sonucunu merakla bekliyorum. Gerçi aramızdaki yaş farkı aynı sonucu almama sebebiyet verir mi bilemiiicim ama yine de bekliyorum, bunun daha ileri yaşlar için olanı da mevcutttur elbet. Ben de Cep Aynası'na katılıyorum, PC paranı harcama. Güzel bir PC nin içinde tüm almak istediklerim mevcuttur, sanal da olsa:)))

    YanıtlaSil
  5. benim de bir sırrım var, özsüt'ün evlere servis menüsünü (evime servisi olmadığı halde) saklıyor, ara sıra bakıyorum :)))) yalnız leylak dalı'nın anlattığı küf macerası biraz midemi kaldırmadı değil.

    şu kozmetikçiye gidip kafandakinin on katıyla çıkma hadisesi bir kez benim de başıma geldi, kız bir şekilde ağzımdan girip burnumdan çıkmıştı ve hiç istemediğim bir sürü şey almış bulmuştum kendimi. o zamandan beri çok dikkatliyim, kurtulmanın yolunun böyle dükkanları tamamen görmezden gelmek olduğuna karar verdim, hiç girmiyorum kapılarından -zaten o seferde aldıklarım beni birkaç yıl daha götürür herhalde :d

    ben cumartesi çalıştım geç saatlere kadar, bugün o yüzden cılkım çıkmış vaziyette ev, kitap/film/oyun keyfi yapıciğim :)

    YanıtlaSil
  6. Cepaynası : küçükken olurdu öyle defterleri artistlerin resimlerini yapıştırırdık. benim Al Pacino fasiküllerim duruyor hala :)))
    tutuyorum kendimi, PC'ye odaklandım, rejim yaparken gösterdiğim dirayeti alışveriş yaparken de gösterebilsem keşke:)

    Gürültü : ah ah aklım pastalarda kaldı canım ya:)) özellikle dondurmalı pastalarda:)

    Ahahah resim çok matrak ya :))Twilight filmleri boyunca Kristen'i aynı donuk, Rob'u da aynı ıkınık kabız yüz ifadesi ile izledik. Ama dördüncü film gelince gidecek miyiz, bütün kızlar toplanıp şamata yapmaya gideceğiz elbet:)))

    Leylak Dalı : Ay inamadım ya Özsüt'te böyle bir felaket yaşadığına. Yalnız benim başıma gelse "anaaa Perihan'ın laneti çarpt, diyetisyen diyeti bozacağımı" hissetti diye düşünür bloga bu minvalde yazı bile çakardım:))) Ben de eskiden şöyle bir durum yaşardım Beyoğlu Galatasaray'daki Özsüt'te, sufle alır dondurmayı ynında isterdim. Dondurmayı suflenin üzerine koyup getirirlerse vay efendim olay çıkartırdım :)))

    Canım bakalım sonuç alacak mıyız kremden, ben de merak ediyorum. PC'ye kavuşmaya gün sayıyorum resmen oof of:))

    Çavlan : oh neyse yalnız değilmişim Çavlancım:) küf macerasına çok şaşırdım, çocukluğumda Bebek'de Özsüt vardı, ömrümce özsüt'ten tatlı, pasta, dondurma yedim diyebilirim. hiç böyle bir durumla karşılaşmadım.

    ah ah, ben de kozmetik mağazasına gitmeyi sevmiyorum, internetten yurt dışından alıyordum böyle şeyleri eskiden ama internetten kozmetik alışverişi yasaklandı ileri demokratik ülkemizde. internetten yurtdışından daha uygun fiyata alma hakkımız gasp edildi resmen. napalım artık çok dikkatli olacağız dediğin gibi:) yoksa kandırıyorlar ben de kanıyorum ahahah:)))

    offf cumartesi çalışmak çok fena gerçekten, bugün iyice kafayı dağıt canım aman benim gibi boş beleş geçirme. ben bir türlü eğleyemedim bugün kendimi:)

    YanıtlaSil
  7. aslıcım selam, okuması mutlu etti içimi açan yazını. ben geçen hafta tatildeydim:):)haftasonum değil ondan önceki 5 günüm de çok huzurlu geçti. tatilin en acıklı tarafı ise dönüşü, bir hafta asla yetmiyor. eskiden yaz tatillerinde 15 günden fazla sürünce sıkılır istanbulu özlerdim. bu sabah ise otobüste gözümü açıp da gişelerden istanbula girdiğimizi gördüğümde bir kabus gibiydi benim için olimposun sessiz huzurlu sahillerinden sonra.

    YanıtlaSil
  8. ohooo liste hazir bile "Nine West'deki güzelim yeşil çanta, Hotiç'deki çiçekli yazlık sandalet" :))))

    YanıtlaSil
  9. bende şu ve şu ürünü alırsanız şu da hediye dediler mi tav oluyorum oofff yaaa :(

    YanıtlaSil
  10. Herkes mutlaka Özsüt yorumu yapmış:) demek ki aklımız fikrimiz yemekte:) Ben de Sakızlı markiz sevenlerdenim, ne zaman gitsem sadece onu yerim. Türkan Sultan tişörtlerini çok seviyorum ama nedense alasım gelmedi benim de. Şöyle güzel bir resmini bulup kaliteli bir tişört üzerine baskı mı yaptırsek aceba? Tish-o var ya, orada işte. Bu arada, benim kendi sayfama yazamayıp sana uzuuun yorumlar yazmama ne demeli?

    YanıtlaSil
  11. Mehmet : ohh valla tatil yapabilmene çok ama çok sevindim, ne kadar bunalmıştın, çok iyi yapmışsın canımcım.

    A-H : liste hazır tabii ahahah ama çiçekli sandaletler çok şeker kırmızı kırmızı:))

    Küfkedisi : kandırıyorlar anacım, herif bi sürdü, tipim değişti, kandırdılar beniii:))))

    Ennecik : Seviyoruz valla boğazlıyız Enneciğim:) Evit tişörtler böyle hergün giyilebilecek gibi değil, naylonlu tüllü müllü, işe giderken giyemeyiz. çok kaliteli de değiller. Tish-o'yu bilmiyordum, neden olmasın, Mango'dan beyaz tişört alıp orada bastırırdık.
    Yorum yazan ellerin dert görmesin canım benim:)

    YanıtlaSil
  12. boğazın en güzelnoktası neresi de bakam yavrucuk:)

    YanıtlaSil
  13. Sağol Aslıcım:) Darısı tez zamanda senin de başına:)

    YanıtlaSil
  14. Handan: akıntıburnu ya da hisar:)

    YanıtlaSil
  15. Mehmet: aminn inşallah:) daha iyi gördüm seni tatil mi yaradi? :)

    YanıtlaSil
  16. dostum yaşadığım hayatın giderek çölleştiği bir bir çağda ufak bir vahada bir hafta geçirmek gibiydi

    iyi geldi evet:)
    51 hafta çalışıp 2 hafta dinlenmek ne kadar değerli birşeyse işte o kadar anlamlı idi ve o nedenle en güzel şekilde olması için elimden geleni yaptım.

    şimdi hsonu ev izninden, 17 milyonluk açık hava tımarhanesine geri dönmüş bir sürgün olarak yazıyorum. ama sabır, geçececek bu günler de:))

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.