5 Ekim 2009 Pazartesi

Bin atlı o gün dünyaları yedik

İşte tam karar verdiğimiz gibi 3 Ekim'de Denizo bize kahvaltı ziyafeti verdi ve Lady Charlotte London semalarından uçarak o gün kahvaltıya yetişti.

Artık bu kuş sütü eksik sofralara gömülerek bayılana kadar yememiz vakayı adiyeden oldu. İşte bu sefer de masada EGETÜRK sucuğu, hindi füme, dana jambon, benim için domates soslu sosis ve Bodrumdan gelme muhteşem domatesler vardı. Peynirleri zeytinleri , Nutellayı saymıyorum. Sinem de Antakya usülü kıtır kurabiyeler getirmişti. Ama taze kaymak almayı unuttuk, bu yüzden Nutellayı kaymağın üzerine sürüp yiyemedik.




Kahvaltıdan sonra hepimiz bir köşede yatıp yuvarlandık. Sonra Seval bize bademli ve elmalı kurabiyeler almış, onları yedik, içimiz bayılınca Deniz bize muhteşem yeşil limonlardan limonata yaptı, onu içtik ya ohh , o iç baygınlığı geçti, haydi un kurabiyesi yedik, aman yine içimiz bayıldı, Lady Charlotte'ın elleriyle pişirdiği kallavi kahveleri içtik oy aman, ye iç ye iç... Bu arada Türk filmi seyrediyoruz, Meçhul Kadın diye, başrolde Fato Aman başına gelmeyen kalmadı, evden kovuldu, pavyona düştü, katil oldu. Sonuna kadar izleyemedik içimiz şişti. Bu kahvaltı ziyafeti de böylece son buldu.

Bundan sonraki yeme içme programı sanırım taa 20 Kasım'da, New Moon'a gittiğimizde Astoria'daki Meksika restoranında erimiş peynire gömülürüz artık.

xoxo

2 yorum:

  1. Egetürk sucuğunun özelliği ne? Bi de millet senin beslenmene sponsor mu olmaya başladı ne.Bende istiyorum lan:D

    YanıtlaSil
  2. Egetürk sucuğunu Almanya'dan Arzu'nun dayısı getirdi, sadece Almanya'da yapılıyormuş, şahane bir sucuk acılı acılı oh şapırt. Ay ne sponsoru ayol, sponsor bulsam Hillside'a yazılırım püahaahah

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.