28 Nisan 2008 Pazartesi

heeeeeeeyyyyyy

Bilgisayarım yok hala benimmm , aylardır yazamıyorum ayol
halbuku bakalım Judy Abbott neylemiş, neylemişse güzel eylemiş

Sezonun ilk dondurması
Moda'da yemiş bulunuyorum, haftalar önce, bilgisayarımı bitmek bilmeyen tamire götürdüğüm zaman
İstinye Park
Nihayet şu yeri gittim gördüm sayın seyirciler. İşte devasa bir alışveriş merkezi, çok lüks yeri de var, normal bizlik mağazalar da var, ama hepsi bir arada var, yani hem Starbaks, Hem Glorya Cins hem de Nero var mesela, hem Oyşo doncusu hem La Senza doncusu... hem Dior hem YSL, vb vb
Trençkot
nihayet uzun baharlık montum vardı, Benetton'dan aldım, rengi de gri püahahaa yani içinde bir parça umut olan depresyon rengi
Emirgan'da kahvaltı
evvelki Cumartesi hava çok sıcaktı ya, sabahın köründe erkenden buluştuk, Emirgan'a kahvaltıya gittik, Sarı Köşke. 20 ytl adambaşı, açıkbüfe kahvaltı, ama menü çok zengin peynirler, zeytinler, salamlar, jambonlar, börekler, çörekler, muffinler, sosisler, meyveler, türlü çeşit ekmek, simit... Yani herşeyin bir sürü çeşidi var. İçebildiğince çay, meyve suyu kahve oyy oyyy


Bayılana kadar yedik tabii tahmin edersiniz ki. Garsonlar etrafımızda pervane oldular, alın alın, siz yiyecek alırken biz çantalarınıza bakarızlar mı, meyve tabağı yapalımlar mı? neler neler. Oradan da Yeniköy'e indik, yürüyüş yaptık, Circle cafe'de denize nazır dondurma yedik, kahve içtik.

Paris kitapları
doomgünüm için aldığım Paris kitaplarını postacı çuvalla getirdi ayol, bir tanesi meydan larus kadar büyükmüş, nereden bileyim?

1000 Thousand Buildings of Paris
İşte 1000 tane siyah beyaz fotoğrafla Paris binalarını anlatıyor bu dev kitap
Quiet Corners of Paris
Bu minik kare kitapta Paris'in pek bilinmedik ufak şeker köşeleri tanıtılmış.


bir dahaki Paris seyyahatimizde keşfederiz bu köşeleri inşallah
Bradenburg
En son aldığım Glenn Meade romanı. Diğerlerinden daha karmaşık yapısı ve bir türlü ortaya çıkmayan esrarıyla soluk soluğa okunan br casusluk romanı
Pesto Soslu Penne
En son merakımız Cevahir'e her öğle yemeğine gidişte Yami denen tükkanda yapılan bu yemyeşil Kermit rengi nefis makarnayı yemek. Çok nefisss.

27 Nisan 2008 Pazar

nedir bu gitme isteği ?

biz kendimizi kendi köyümüz dışındaki heryerde rahat sayan huzursuz insanlarız. - Pavese

gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmet isterim hep....yaşam, yalnızca sokaklardadır. - Tezer özlü

gitsem nereye kadar kalsam neye yarar? - mor ve ötesi feat real fiesta

her nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi.- Baudelaire

nereye gidersen git , tüm kalbinle git. - Konfüçyüs

cehenneme git. - David Ford

bi .iktir git , çay koy. - Judy Abbott

25 Nisan 2008 Cuma

yerleşik hayat

belki bir araba
belki bir ev
belki bir iş
belki bir eş
belki her hafta izlenen avrupa yakası
belki her gün yenen poğaça
belki her gün gidilen ev
belki bakkala söylenen 'akşama getiririm'
belki huzur
...

belki herşeye rağmencilik
belki gidememişlik
belki vazgeçiş
...

belki de huzursuzluğum...

24 Nisan 2008 Perşembe

kendi olarak sana gelen

yazacak oyle çok şey vardı ki ,
yazmak anlatmak zor geldi.
sonra, hepsinin toplamı olan bir şiir aklıma geldi,
belki anlatırdı o benim yerime.......

'' kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
o, işte... ''

21 Nisan 2008 zekish sigarayı bırakır...

SİGARAYI BIRAKANLARIN VÜCUDUNDA OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
(72 saate kadar olan değişiklikleri onaylıyorum. 21/04/2018 de son maddeyi onaylıyor olacağım:))

20 dakika: Kan basıncı ve kalp hızı normale döner. Eller ve ayaklar, dolaşım normale döndüğü için ısınmaya başlar.
8 saat: Kanda oksijen düzeyi normale döner. Kalp krizi riski düşmeye başlar.
24 saat: Karbon monoksit (egzoz gazı) vücuttan atılır. Akciğerlerdeki balgam ve diğer birikimler temizlenmeye başlar.
48 saat: Nikotin vücutta artık saptanamaz. Tat ve koku alma duyusu artmıştır.
72 saat: Solunum yolları gevşediği için nefes almak kolaylaşır. Vücut enerjisi artar.
2-12 hafta: Dolaşım bütün vücutta düzelir. Yürümek kolaylaşır.
3-9 ay: Öksürük, nefes darlığı düzelir. Akciğer işlevi yüzde 5-10 oranında artar.
5 yıl: Kalp krizi riski sigara içenlerin riskinin yarısına iner.
10 yıl: Akciğer kanseri riski sigara içenlerin riskinin yarısına iner. Kalp krizi riski hiç sigara içmemiş biri ile eşit olur.


gece hayatım bittiiiii kadehi yere attıımmmm beni kutlamalısınnnn sigarayı bıraktıımmmm:)

14 Nisan 2008 Pazartesi

zamanla derdim var bugünlerde...

Yazılamayan Zaman

Herşeyi yazarım da
zamanı yazamam
-o yazar çünkü
beni.

Yazar beni
yavaş yavaş
özenli -
azalta azalta
görkemli -
sanki
dolduracakmış
olduracakmış
gibi.

Halbuki
sıyırıp düşürmüştür
tırnağımdaki çürüğü
parmağımdaki yarayı
kabuk kabuk
geçirmiştir -
geçerken, sanki
çoğalta çoğalta
yazarak
beni:
özenli
görkemli.

Oruç Aruoba

sesim soluğum kesildi

Ayol evdeki pilkisayarım bozuldu. Virüs girmiş, sil onu deyince yallah bi sürü birşeyler silindi, şimdi yolladık tamire ah ah, böyle ofis köşelerinden günlüğümü de yazmak hoşuma gitmiyor, o yüzden sesimi kıstım oturuyorum.

Bu görüşemediğimiz dönemde başına neler geldi diye sorarsan günlük; Amazon.com'dan 2 yeni Paris kitabı aldım.

Biri Quiet Corners of Paris. Çok cici, kare şeklinde kalın kapaklı bir kitap. Bol resimli az yazılı sayfalar boyunca bize Paris'in gizli saklı sakin köşelerini anlatıyor. Hatta bu yerlere gitmek istersek hangi metroya binmemeiz lazım, onu bile söylüyor. Çok elverişli bir kitap. Bir dahaki Paris seyyahatimizde Lady Charlotte ile konsept bir gezi yaparak bu köşeleri keşfedeceğiz.

Aldığım ikinci kitap ise 1001 Buildings of Paris. Bu kitap öküz kadar birşeymiş, postacı çuvalla getirdi ayol püahahahaha. İşte bir Meydan Larus cildi gibin, içinde harikulade siyah beyaz fotoğraflar, her fotoğraftaki binayı kısaca anlatan tanıtıcı bir metin var. Kitabı açıp önüme Paris haritamı seriyorum ve resmen Paris'te yürüyüş yaptığımı hissediyorum, o kadar güzel bir kitap. Fiyatı da çok uygun, bu boyutlardaki kuşe kağıt, resimli, kalın cilt 23 dolar.

işte böylece yuvarlanıp gidiyoruz günlük.


5 Nisan 2008 Cumartesi

friendly society


işte bir cumartesi akşamı evde oturmuş , Love in the time of cholera filmini izliyordum. genclik yıllarında kolera günlerinde aşk adıyla kitabını okumus pek bir begenmiş idim. fekat gunun yorgunlugundan mıdır yoksa diyette yediğim yemeklerin azlığından mıdır film fazla agır geldi de bir iki yazayım bari dedim. sittin senedir su siteye resim eklemeye calısıp ekleyemem , bugun resim ekledim fekat yazıların altındaki cizgiden kurtulamadım.

dün bildiğim amadaha önceden gitmediğim yeni bir yere gittim , dekorasyonunu çok beğendim , adı friendly society, soho da bir gay club ve tabi ki bizler de gayet rahat gidebiliyoruz,adından anlaşıldığı üzre friendly bi mekan . herşey ucuk mavi , ışıklandırma falan sahane.

girişi şöyle:



içkiler normalden biraz daha pahalı viski -kola £ 5.50 , normal halk yerlerinde £3.50 .
bunlar da heladaki fayanslar , çok sevdim balıklı balıklı.


tuvaleti kızlar erkekler ortak kullanıyor , rahatlık sahane birşey , kimse kimsenin umrunda değil.
bakın ne kadar friendly'ler. bu arada çizgi gitti...

bu arkadaki mavi duvara herkes bişeyler yazmış , biz de yazdık. işte biz diyecektim ki şimdi de resim yükleyemiyorum . ben sarışın olmadığıma göre , sözüm meclisten dışarı ,bu çizgi ile resim yükleme aparatı arasında superman ile klark kent gibi bi durum var galiba... bloggerlık ne zormuş unutmuşum yahu ....