18 Şubat 2008 Pazartesi

Amanın kar buz tipiii

İstanbul'a Sibirya soğukları geldi dostlar, bizim bahçe yarım metre kar. Sabah babam benimle kalkıp karları küremese işe gelemezdim. Bebek karla kaplı, sahil yolu açık ama yan yollar ve de bizim yokuş imkansız bir durumda oyyy. Okullar da tatil, hatta üniversiteler de tatil. İşler tatil değil ama , işe gitmek zorundasın, ne uyuz değil mi. Benim de ADSL'im kesik olduğu için mecburen geldim. ADSL'im neden kesik bilemiyorum, ya kablolarım koptu, ya da borcumdan dolayı kapattılar??? Dış dünyaya bağlanmadan, ikide birde accuweather.com'dan havayı kontrol edemeden, kariyer.net'e bakamadan evde oturmak biraz sıkıcı. Ama bu sabah karda macera yaşamak yine de hoştu. Tabii o Sarıyer-Taksim otobüsünü yakalayamasam ne olurdu bilmem. Oradan Taksim'e geldik, ya da Uludağ diyebiliriz. Ulan tam otobüsten ineceğiz, şu Gaste denen Allahın cezası şeyi dağıtanlar burnumuza sokmasınlar o İstanbul Belediyesi yalakası iğrenç gazetelerini. Biliyorsunuz o berbat fosforlu kıyafetleri ile bu dağıtıcılar kentimizi sarmış durumdalar. Adım başı birisi "buyrun ücretsiz gazetemiz" diye burnumuza sokuyor bu kağıt paçasını. O gazete sandığınız saçmalık için kesilen ağaçlara yazık. En sonunda bugün dayanamadım, o tipide burnuma gazete sokan birine, "siktirin gidin kardeşim "dedim, tabii çok duyulacak şekilde değil, ailemizden bir kadının ağzından bu lafların çıkması skandal ne de olsa ama en azından kendim duydum, biraz olsun sinirim yatıştı. Neyse Taksim'den de otobüsüme yetiştim ve üşüyerek de olsa şirkete geldim. Akşama eve nasıl döneriz Allah bilir, bizim yokuş artistik buz patinajı pistine dönmüştür çoktannn.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.