10 Kasım 2007 Cumartesi

10 Kasım Benim En Büyük Yasım!

Hiç unutmam dostlar , sekiz yaşındaydım ve tabi 10 kasımdı tarihlerden tıpkı bugün gibi..
O zamanlar da ülkemiz siyasi olarak karışık durumdaydı , 80’ ler …
Üstümde İç Anadolu Yöresi’nin kıyafetleriyle başım dimdik , gururla ve Mustafa Kemal’in Kağnısı şiiriyle bir şiir okuma yarışmasına katılmıştım. Elim ayağım titremişti okurken , sanki okuyamazsam , en ufak bir hata yaparsam ATA’ma layık olamayacakmışım gibi hissetmiştim.Gözlerim dolmuş , minik kalbim pırpırlanmıştı , o nasıl bir duyguydu öyle , sanki bir küçük asker oluvermiştim o an , tüm dünyaya onun çabasını , onun savaşını anlatan…

‘ Yediyordu Elif kağnısını, Kara geceden geceden. Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu, Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar, İnliyordu dağın ardı, yasla, Her bir heceden heceden. ‘

uzak cephelerin acısını hissetmiştim en derinimde , ananelerimizin , dedelerimizin acılarını… ve onların yaşadıkları birer birer gözümün önünden geçmişti, sanki bir küçük asker oluvemiştim o an ,bu ülke uğruna onun hemen arkasında savaşan , sonuna kadar onun arkasında olacak olan , liderliğini tüm benliğiyle , kalbiyle ve aklıyla kabul eden yaşadığı sürece onun ilkelerinden asla ödün vermeyecek olan…

İşte bugün dostlar , belki ATA’mızın ölüm yıldönümü ama bizim her seferinde yeniden doğdumuz gün.Sonuna kadar KEMALİSTİM, Sonuna kadar ATATÜRKÇÜYÜM, sonuna kadar CUMHURİYETÇİYİM , kim döndürebilir beni yolumdan, kim ayırabilir beni onun ilkelerinden, kim?

Ve bazı gerçekleri unutan arkadaşlar için :

ATATÜRK'ÜN TÜRK GENÇLİĞİNE HİTABESİ (Orijinal)
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Ankara, 20 Ekim 1927

Acaba herkes okuduğunda anlayabiliyor mu?

Ey anlamayanlar! sayınız öyle çok ki , öyle çabuk çoğalıyorsunuz ki, keşke biraz da anlamaya çalışsanız , keşke anlayabilseniz ama herkes anlayamaz değil mi?

Ey anlayanlar! Unutmayalım , unutturmayalım, anlatamaya çalışmaktan vazgeçmeyelim……

İçime Atatürk sevgisini böyle derinden koyan aileme binlerce teşekkürler , 5 yaşında dedemin bana okutturmaya başladığı nutuklara , tek adamlara , babamın anlattığı görünmeyen, bilinmeyen tarih gerçeklerine , ananemlerdeki Atatürk kitapları rafına binlerce teşekkürler…. Her şeyin ötesinde ATATÜRK’e binlerce teşekkürler , sen olmasaydın ben olmayacaktım , biz olmayacaktık! Bana bu dünyaya gelme şansı ve senin askerin olma şerefi verdiğin için sana binlerce teşekkürler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.