26 Mayıs 2006 Cuma

Baştançıkaran

offf, günlerdir aklımda, atamıyorum bir türlü beynimden, ilk gördüğüm andan beri hep o, o, o! karpuzlu Haribo! Migros'ta ööylece asılmış duruyordu, kokakolalı hariboylan kavunlu haribo arasında. Hepsinden almak istiyorum 1 paket, ayıcıklı, solucan, kavun, karpuz, cart curt... ve evde en sevdiğim cam kaseye döküp bunları karıştırmak, sonra da kaşıkla dalmak istiyorum. Sonra kıçım 2 kanat olur artık, ooof, hayat çok çapraşık!

24 Mayıs 2006 Çarşamba

Anime Pilgrimage D/R

Lady Oscar incelemelerini araştırıken bulduğum bir anime sitesi, bol bol fotoğraflarla animelerin derin analizlerini sunuyorlar, ellerine sağlık.

Anime Pilgrimage D/R

21 Mayıs 2006 Pazar

DA VİNCİ ŞİFRESİ

Real Fiesta ekibi olarak filme gittik, seyrettik ve bayıldık sayın seyirciler. Kitabı çok heyecanla, sabahın 3'üne kadar elinden bırakamamış biri olarak film bence çok başarılı, aynen çevrilmiş, bu kitap daha iyi şekilde filme çevrilemezdi, kitapta herşey o kadar uzun uzun detaylı anlatılıyor ki, filmin de çok konuşan bir yapıya sahip olması kaçınılmaz, ama bu beni hiç rahatsız etmedi, meselelerin anlatılmasından zevk aldım, kitabı da aynen karşımda gördüm, çok beğendim filmi. Final de harika olmuş, kitabın duygusunu çok iyi yansıtıyor. Tek itirazım Tom Hanks'a , çok DONUK buldum kendisini.

19 Mayıs 2006 Cuma

Bölünmez, bağımsız, hür ve çağdaş bir Türkiye

ŞU ÇILGIN TÜRKLER'DEN :
TURGUT ÖZAKMAN, BİLGİ YAYINEVİ
...
Panhelenist siyasetin galiplerce donatılmış silahlı birlikleri, 15 Mayıs 1919'da İngiliz donanmasının koruması altında, İzmir'e çıkarlar, kıyıma ve Batı Anadolu'yuişgale başlarlar.
...
Ege'de kanlı ve acı bir dönem başlar.
İlk Yunan tümeninin İzmir'e çıkmasından dört gün sonra, ünü Çanakkale Savaşları sırasında parlamış olan Mustafa Kemal Paşa, 9.Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkar. Kendisine verilen görev, bu bölgede asayişi sağlamaktır. Ama Padişahı, İstanbul hükümetini ve galip devletleri şaşırtan bir şey yapar: BÜTÜN MİLLETİ İŞGALE TEPKİ GÖSTERMEYE ÇAĞIRIR...
...
Elde avuçta hiçbir şey yokken, emperyalizme, galip devletlere, Yunan ordusuna, Ermenilere, Pontus çetelerine karşı silahlı mücadeleye girişmeyi çılgınlık sayanlara çoktur. Silahsızlandırılmış Türk ordusunun bu tarihteki gücü, o da kağıt üzerinde, 35-40 bin kişidir. Oysa Türkiye'deki silahlı işgalcilerin sayısı giderek 400.000 kişiyi bulacaktır. Yoksul, bitik Anadolu, 400.000 işgalciyi ve on binlerce silahlı-silahsız haini yenmeyi başaracaktır.
MİLLİ MÜCADELE İŞTE BU MUCİZENİN, BU ONURLU, GÜZEL ÇILGINLIĞIN ADIDIR.
...
İstiklal Savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara çiğnetmeyin.

TURGUT ÖZAKMAN, ŞU ÇILGIN TÜRKLER
Bilgi Yayınevi

14 Mayıs 2006 Pazar

Bebek'e birinci beyaz kapri düştü

Duyduk duymadık demeyin dostlar, Bebek'e resmen yaz geldi, beyaz kapriler alemlere düştü. Kızlar sandaletler, beyaz penye eteklerle salınıyorlar Bebek'te, ben hala pantolon, çorap, kat kat tişört, aman üşütmeyeyim diye eşofman üstü ilen çok affedersiniz bir tarafımdan ter boşaltarak yürümekteyim, aman aman, rezil oldum.

13 Mayıs 2006 Cumartesi

Barbaros

Dün gece Real Fiesta mahdumlarından Lady Charlotte kardeşimle Utku'nun yerine gittik, sofra donattık yine, biralar, patatesler, haydariler derken geceyarısı oldu, eve gitme zamanı geldiiii. Haydi ben bindim Taksim-Sarıyer otobüsüne, Gümüşsuyu'ndan inerken tam Teknik Üniversite'nin karşısındaki durakta, bir de ne göreyim??? Barbaros Şansal!!! Böyle parlak ayakkabıları, küpeleri, kıyafetiyle ööööylece durakta oturuyor, düşüncelere dalıp dalıp gidiyordu. Çok meraklandım?


Foto : Deviantart'dan Lusnika

10 Mayıs 2006 Çarşamba

SELANİK

İş için arabayla 1 geceliğine Yunanistan'a gittim sevgili seyirciler.

İlk gördüğümüz yer , yonan kardeşleri deliler gibi frappe içtiği Dedeağaç oldu


Söylemişlerdi de inanmamıştım, yonan kardeşler soğuk nescafeye byılıyorlar hakikatten.

Dedeağaçtan sonra tıngır mıngır Selanik'e gittik ve gece bize 4 başı mamur bir balık ziyafeti çekildi, o kadar yedim ki, hazımsızlık çektim , anlayın.

Ertesi günü kordonda gezip, şehri dolanıp Atamızın evini ziyaret ettik, ancak Real Fiesta olarak malum nedenlerden ötürü defteri imzalayamadık.


Selanik bizimle aynı tiplerin yaşayıp aynı yemekleri ve ekmeği yediği, bizden bir kent. Şakır şakır tavla oynayanlar mı, tespih elinde dolaşanlar mı istersiniz, hepsi var. Evlerden sarkan çamaşırlar, çılgın şoförler, pazara gidip 5 kilo patates almış tombul teyzeler... Kadayif, kazandipi, dolmades, baklavaki vee cacikiii .... Herşey aynı... Yalnız bizim çay içtiğimiz gibi Yonanistan'da frappe içiyorlar. İşte kahvaltıda kuruhasan yerine ekmek zeytin yenecek tek Avrupa ülkesi burası...




işte EGE :