28 Ocak 2005 Cuma

bu gece düşündüm ki hayat beştaş gibi, taşlar öyle sallanıyor , değişiyor ... acıtıyor, asla bilemezsin...

bu gece son
biraz sonra
bu kapıdan son kez
çıkıp yine kendimi

vuracağım yollara
kimbilir kaç kere
ıslanacak yüzüm

elimi tut,
düşman olma
ne olur parça parça
olmasın içimiz

mutlu ol, iyi bak kendine
ne olur gözüm arkada kalmasın
uzun uzun seneler var önünde
gün gelir sevgilim acıya
alışırsın, alışırsın

2 yorum:

  1. acıya alışılmıyo,
    acılar hiç unutulmuyo,
    için bi kere parça parça oldu muydu
    gözyaşlarının tuzu yaranı çok pis yakıyoooo.

    YanıtlaSil
  2. ooofff of!

    gitmesin, gitmesin
    ama gidecek
    ve etrafında oluşturduğu o sıcak, sevecen hale
    o zerafet ve hayatın iliğini özümseme hali
    o her zaman bizden daha umut dolu olma gücü

    ve tüm o yakışıklılığı ve havasıyla,

    o gidecek. hayatımıza onsuz devam edeceğiz. belki özel hayatımızda görüşmeye ve ondan feyz almaya devam edeceğiz. belki biz de kısa sürede onu takip edeceğiz. biz de kendimizi alıp gideceğiz. ve hiç birimiz geri dönmeyecek. ama o'nun o koridorlarda yürürken, merdivenleri koşaradım çıkarken, toplantılarda heyecanla konuşurken etrafına yaydığı hava orada kalacak. hiç kimse onun gibi olamayacak, şirkete ne kadar para kazandırırsa kazandırsın, bir başkası asla onun kadar hoş, canlı ve elegan olamayacak. o hırka başka kimseye onun kadar yakışmayacak. ve onun bizi hep gözetip, baklavalarla beslemesindeki sevinci, bizi her zaman sonuna sonuna sonuna kadar koruyup desteklemesindeki cesareti ve inancı, bunlar da bende daima kalacak.

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.