4 Aralık 2004 Cumartesi

Osturuktan teyyare, selam söyle bridgit’e

bridget jones2 aynen ilk filmde olduğu gibi esas kızımızın ailesinin noel yemeğiyle başlıyor ama bu sefer bir farkla, bridget’ın bir sevgilisi var hem de taşşş gibi colin firth!!!

kızımız çok mutlu, oohh colin’i kapatmış, abi donlarını bile katlayan züppece bir karakter bile olsa colin işte ve bridget’e sırılsıklam aşık

fakat, fakat, rahat bridget’a batıyor, arkadaşlarının da gazıyla sevgilisine hafiyelik yapmaya başlıyor, tabii başı beladan kurtulmuyor bu yüzden , sürekli gülünç durumu düşüyor

ama bence bunlar, bazılarının dediği gibi kadını aşağılamak adına yapılmış sahneler değil, bence bunlar samimiyeti yücelten sahneler, çünkü bridget ne zaman “olmadığı biriymiş gibi” davranmaya kalksa boka (domuz pisliği), çamura, belaya bulaşıyor, gülünç durumlar zaten bridget’in olmadığı biri gibi davranmaya kalkıp becerememesinden doğuyor, bridget ne zaman özüne dönüyor, samimiyetine kavuşuyor, o anlarda parladığını görüyoruz , ağır ve doğru laflar patlatıyor, ne kadar kişilikli olduğunu gösteriyor, onun bu samimiyetidir zaten o taşşşş sevgilisini ona aşık eden

böylelikle 2 saat boyunca hakikaten bol bol gülüyor, bridget için “ah vah yazık” lar eşliğinde, colin abi (mark darcy) için “ooohh aaaahhh oaoaaahhhh yavvvruuu” iniltileri arasında filmi izleyip bitiriyorsunuz, sonrasında beyninizde sizi gutan, didikleyen hiçbir şey kalmıyor, sen sağ ben selamet

filmimizin ana fikri ise “ata demirer kadar bile götün olsa colin abi’yi götürebilirsin, umut etmeye devam et”

bense colin firth’ün italyan bi modelle roma’da yaşadığını hatırlatarak diyorum ki, filmin ana fikri şu olmalıydı “biraz samimiyet için ölürüm”

OOFFF TAŞŞŞŞŞAAA BAKK BEEEEEE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.