17 Kasım 2004 Çarşamba

BEŞLİK ÖNDE BEN ARKADA...

Kapadokyadan Pazar gecesi dönücez, yorgun olurum diye tatil dönüşü izin alıyorum, insanlar işlerine dönüyorlar, ama ben onlardan olmıycam, en azında bu seferlik diye. Bu pazartesi iş yok sadece, yatmak var. Ama daha sabahında bu izin gününün, kalktım erkenden bi bok varmış gibi sabahın 8 inde kargalarla beraber. Sonra, sabah yemesi içmesiiii yayıla yayıla, ohhh, tatil varmış anasını satıyım... Ama yok olmuyor böyle, çok geçmiyor bu yayılma faslının üzerinden, kurtlanıyorum, durur muyum... Odamı toplamalıyım hissi vuku buluyor bende, hizmetçi ruhlu muyum, ne bokum anlamadım. Neyse giriyorum temizlik olayına, bi zaman sonra sıra çantama geliyor: Neyse çantamdaki çöpleri boşaltıyorum, fişleri ayırıyorum, (bi de yılbaşı geliyor vergi iadesi hesabı, yahu ücretli çalışan olmak ne zor diye düşünüyorum bi an...) toz toprak içinde çanta. Tabii 3 günlük kapadokya gezmesi boyunca ne bulduysam doldurmuşum, herşeyi boşaltıyorum, çırpmam lazım çantayı, seyirtiyorum mutfak balkonuna doğru, eminim artık, çantada hiçbişi kalmadı. Sonra ters çevirip boşaltıyorum çantayı, boşaltmamla birlikte, bir 5 milyonluk çantanın içinden çıkıp, uça uça uzaklaştı şaşkınım ama yerçekimine güveniyorum, hah tamam yere düşüyor gidip alırım derken, döneee döneee gidip alt katımızın alt katının salon penceresinin önündeki taşlığa konuveriyor. Kuş musun be mübarek ne işin var lan komşunun çöplüğünde, gel buraya diyemiyorum... Yok, alabilmem mümkün değil! Uzanıp alamam, sopa uzatsam, o kadar uzun bir sopa yok, mecbur gidip çalacaz adamların kapısını. Ulan beş milyon için çingenelik mi yapıcam diye geçiriyorum içimden, fakat niye bırakayım abi beş milyonumu elin herifine. Sokaktan mı topluyorum parayı... Tabi heriflerin bu beyin fırtınasından haberi yok... Karar veriyorum ve iniyorum iki kat aşağı, don gömlekten az biraz üsturuplu bir eşofman takımıyla adamın kapısını çalıyorum. Hayır üç senedir oturuyoruz bu apartmanda ama, kimseyle ilgilenmemişim ki bugüne kadar kimseyi doğru dürüst tanımıyorum ki; ‘bilmem ne abicim, sizin salon camın önüne para düşürdüm , bi zahmet verebilir misiniz?’ diyiveriyim. Ama herif birden ‘sen ne biliyosun lan oranın benim salonun camı olduğunu, evimi mi dikizliyosun itttt!!!!’ deyip bana bir kafa atarsa ne halt edicem. Yok diyorum artık, bu kadar uzun boylu da değil, hasta mı ki böyle desin ne alakası var yaa, uyduruyorum lüzumsuz yerlerden. Neyse utana sıkıla çalıyorum sevgili komşularımızın kapısını, çalıyorum, bir daha çalıyorum, eveeet çalıyorum, fakat ıı-ııh ses yok. Dinliyorum içeriden tv sesi falan da gelmiyor. Ulan mahsus mu açmıyor bu adamlar kapıyı, ama yok canım gündüz gündüz adamlar işinde gücündedir demek istiyorum , neyse mecbur çıkıyorum yukarı. Mutfak balkonuna gelip sevgili beş milyonuma bir daha bakıyorum, hava durgun, beşlik hala orada, rüzgar falan götürmemiş diye seviniyorum. Hayır bir yandan da , vazgeçmek istiyorum ama içim rahat etmiyor niye bırakayım abi beş milyonumu, ben o beşlik için kaç saat çalışmışım diii mi ya?. Neyse istiyorum ki birisi bana ; boşver yaa çok para mı siktir et ‘ desin. Annem diyor da bunu, tabii siktiri çekmeden. Beni rahatlatmak istiyor. Sonra akşam üstü oluyor, ben gidip bir daha çalıyorum adamların kapısını, hava kararmaya başlıyor, hala kimse açmıyor kapıyı. Allah Allah var bir yamukluk diyorum, eve çıkıp bakıyorum balkondan, para hala orada alacakaranlıkta bile görebiliyorum. Neyse biraz zaman geçiyor, ben bu sefer herifler evlerinde mi diye balkondan yarı belime kadar sarkıp ışıklarının yanıp yanmadığına bakıyorum; hani belki herifler evlerindedir ve beş milyonumu alıp zengin mengin olurlar diye ödüm patlıyor. Hey Allahım, bu da mı olacaktı? Bir beş milyon yüzünden kafayı mı yiyecektim. Yahu bu para adama herşeyi yaptırır valla. Biraz geçince, kardeşim geliyor , anlatıyorum durumu, çantayı silkelerken paranın, komşunun pencere taşına konduğunu ve mutlaka almam gerektiğini söylüyorum. ‘Yani numune bir insansın, sana ne diyim ben nasıl becerdin bu işi lan’ diyor, dalgasını da geçiyor bir güzel. Neyse beşliğin hatrına katlanıyoruz bu duruma da... ‘Gel hem yürürüz biraz, hem de apartmandan çıkarken çalarız kapılarını’ diyor kardeşim. Annem müdahale ediyor hemen ‘Evladım alacaklı gibi çalmayın adamların kapısını akşam akşam ikiniz birden’ diyor, sinirleniyor haliyle böyle bir şey öğretmemiş ki bize bugüne kadar! Sen neler öğret, evlatların kalksın sana çingenelik öğretsin.... Kadın haklı yahu altı üstü beş milyon, ama yoookkk, biz vazgeçmiyoruz. Evet biz , çünkü artık kardeşim de yanımda, iki kardeşin de gözünü para bürüyor. O da yok canım niye bırakalım paramızı diyor. Haydii, bir posta da öyle çalıyoruz heriflerin kapısını, yoklar, e gene yoklar, çıldırıcam, Abicim, sevgili komşum, kardeşim; hadi ben çingeneyim beş milyonun peşine düştüm , fakat sana ne oluyor da açmıyorsun kapıyı? Ama tabi adamlar hala evlerinde yoklar, kavga etmek istiyor canım tanımadığım insanlarla. Tövbeler olsun yaa Ramazan Ramazan... Neyse elimiz boş, götümüze baka baka dönüyoruz eve. Bakıyorum beşlik hala orada, ama adamlar yok evlerinde. Bu ne biçim bir durum yaa, komşularımızın bize ihtiyacı olabilir diye düşünür insan, döner akşam oldu mu evine. Yok bunlarda öyle bir düşünce, kalmışlar hangi deliktelerse orada. Neyse beş milyonumu düşünerek giriyorum yatağa ama artık yok yapacak birşey. Vazgeçmek durumunda kalıyorum, geçmesem kaç yazar ki? Sabah kalkıyorum işe giderken aklıma paraya bakmak gelmiyor her nasılsa, işten dönüyorum haa diyorum, ulan param noldu acaba komşumun pervazında? Sonra gidip bakıyorum , paranın yerinde yeller esiyor ve bu sefer de beni alıyor bir merak. Essahtan yel mi aldı parayı, yoksa benim komşu mu hacıladı diye. Ama ne önemi var ki ben beş miyonumdan olduktan sonra... Ve fakat ben hala göremedim benim komşuyu , hayır bir şey değil bu sefer komşuların kim olduğunu merak etmeye başladım. Du bakali nolecak?
ÖZGÜR

1 yorum:

  1. kara üzümm habbesi , lölölö beş milyon , gönlüm sevmez herkesiiiii beş milyon , bş milyon.
    kardeşim beş milyona bu nasıl içlenme , bu nasıl dertlenme ,kendini kaybetme....
    al sana 5 milyon, özledikçe açar bakarsın.
    http://www.tcmb.gov.tr/yeni/banknote/E7/323t.html

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.